Şirketinizin yansıması & çalışanlarınız için iç ve dış destekler…
Aslında yazının başlığı moda tabiriyle “Kurum Kültürü & İşveren Markası ve Motivasyon” da olabilirdi. Ama bu tür terimler, iş dünyamızda haddinden fazla ve olur olmaz kullanıldığından, dikkatinizi çekmesi için böyle bir tercih yaptım.
Yazının çıkış noktası; ayakları yere basan sağlam bir kurum kültürü ve kurumsallaşma ile ilgili stratejik planlamanın, çalışanların mutluluğu ve işveren markası olma yolundaki en önemli adımların başında yer alması!..
Bildiğiniz gibi kurumsallaşma ve kurum kültürü (Herhangi bir ürün veya hizmet üretimi için ortak amaç ve hedefler doğrultusunda bir araya gelen organizasyonların; kişilerden bağımsız olarak belirlenen ilkeler çerçevesinde gerekli kararları alması, standartları oluşturması, sistemleri kurması ve bugünün ihtiyaçlarına – yarınlara zarar vermeyecek şekilde gerekli planlamaları yaparak harekete geçmesidir!..) kavramlarının detaylarına istediğiniz her an internetten hem standart hem de şirketinize özel olarak ulaşmanız mümkün!
Bu detaylar arasında yer alan misyon + vizyon + değerler + prensipler + amaçlar ve hedefler doğrultusunda oluşturulacak bir organizasyon şeması, etkili iletişim kuralları çerçevesindeki görev tanımları, tüm paydaşlarla (ortaklar, yöneticiler, çalışanlar, müşteriler) olan önyargısız sorumluluk paylaşımları, swot analizi ve stratejik yönetim; ortak amaç ve hedeflere ulaşmak için olmazsa olmazlardır!..
Bu noktada “marka” olma yolunda ortaya çıkan en önemli konu, çalışanlara verilen değerdir!
Çalışanlara verilen değer de aidiyet duygusu ve motivasyonun yani “İşveren Markası”nın en temel taşıdır. Yapılan araştırmalar ve incelemeler de kurumsallaşmayı böyle nitelendiriyor. Ama tabi ki çalışanlarında çalıştıkları kuruma saygı duymaları ve sahip çıkmaları gerekiyor.
Şirketin kültürünü ve değerlerini iyi anlamış mutlu ve memnun çalışanlar, hedeflerini daha rahat belirliyor, yöneticileri ve iş arkadaşları ile daha verimli bir iletişim kuruyorlar. Tabi ki bu pozitif tutumları, müşterilerle olan ilişkilerine de yansıyor.
Neyse, bu konu ile ilgili araştırmalarınızda çok daha detaylı bilgilere ulaşacağınızı biliyorum.
Ayrıca isterseniz bu konularda daha önce yazdığım; Aile Şirketlerinde Kurumsallaşma – Aşk Yönetimi (e-makale) ARD (2) + Kurum Kültürü Stratejileri & Risk Yönetimi (e-makale) ARD (5) + Markanıza Kişilik Kazandırmak (e-makale) ARD (10) + Kurum İçi İletişim ve Özel Motivasyon Çalıştayları (e-makale) ARD (29) + İş Dünyasında Sorumluluk Bilinci ve Sürdürülebilirlik! (e-makale) ARD (30) başlıklı e-makalelerimi, https://tr.scribd.com/user/163558204/alirizadeger adresinden okuyabilirsiniz.
Herhangi bir kurum veya şirketle ilgili kurumsallaşma açısından yukarıda bahsettiğim tüm detayların, kurumsal eğitimlerle birlikte çalışanlarımıza yönelik iç destekler içinde yer aldığını ve onlarla birlikte oluşturulması (herkesin statülerini kapının dışında bıraktığı, ortak toplantı ve çalıştaylarla…) gerektiğini zaten hepimiz biliyoruz.
Çalışanlarla ilgili iç desteklerin devamında ise takdir edilmeleri, ödüllendirilmeleri, kariyer ve kişisel gelişim planlamaları, özgür çalışma ortamı ve mümkünse esnek çalışma saatleri, ücret + prim ve zam politikası, yeni fikirlere ve yaratıcılığa açık olmak, ar-ge çalışmaları ve inovatif yaklaşımlar, kurum içi ve dışı iletişimde çatışmaları önlemeye yönelik pozitif yaklaşımlar, mobbing’e taviz vermemek ve performans değerlendirmeleri de diğer önemli faktörler!..
Bu şekilde şirket kültürüne bağlı olarak gelişen çalışanların memnuniyeti ve motivasyonu, müşteri ilişkilerindeki olumlu gelişmelerle birlikte genellikle finansal yönden şirketlerin işletme giderlerine de; kuruma sadakat, İSG kurallarına özen gösterme, malzeme ve zaman tasarrufu, masrafların çok daha dikkatli yapılması ve de israfın önlenmesi şeklinde yansıyor.
Bunların neticesinde oluşan işveren markası değeri de, günden güne artıyor ve çalışanların anlatımıyla boş pozisyonlar için, çevrelerindeki iş arayan nitelikli insanlar üzerinde böyle bir şirkette çalışma isteği uyandırıyor.
Şimdilik buraya bir nokta (.) koyalım!..
Kurumunuz, işletmeniz, şirketiniz veya sivil toplum kuruluşunuz, ister büyük olsun ister küçük olsun, bu kuralların hemen hemen hepsi kurumsallaşma veya kurum kültürü oluşturmanızda % 100 geçerli. Hatta daha küçük bir işletme veya kurumken bu adımları atmak daha da güzel.
Bunda zaten hemfikiriz değil mi?
Şimdi de, kurumsallaşma yolunda sürdürülebilir bir şekilde yol aldıkça merkez/şube ve depo sayılarımız arttıkça ve özellikle çalıştırdığımız insan sayısı çoğaldıkça, karşımıza çıkan ve de dış destek gerektiren hassas bir konuya göz atalım. Yani, yine “insan” faktörüne…
Okurlarımın çok iyi bildiği gibi, uzman olmadığım konularda ahkâm kesmekten hoşlanmam.
İnsan ilişkileri “psikoloji” biliminin bir kolu ve benim de uzmanlık alanıma pek girmiyor!..
Ama, bu yazımızdaki konunun özünde de insan ilişkileri söz konusu olduğundan, özellikle büyük çaptaki kurum ve şirketler açısından, daha sağlam adımlarla yollarına devam etmeleri ve yakaladıkları ulusal veya uluslararası anlamdaki büyüme ivmelerini, kişilere bağlı olarak riske etmemeleri için; kendilerini ifade etmekte zorlanan veya kişisel gelişimlerinde küçük de olsa bazı problemler yaşayan, çalışanlar arasındaki sorunları gidermek yönünde, ben de uygulama örneklerini incelediğim 2 özel dış desteği sizlerle paylaşmak istiyorum.
Birincisi;
Değerli dostum Nazım Öz vasıtasıyla tanıdığım ve yararlı uygulamalarını gördüğüm “Etik Hat”
Etik Hat (www.etikhat.com), kurumunuzdan tamamen bağımsız bir şirket olan Remed Group tarafından yönetilmekte. Kurumunuz/Şirketiniz çalışanlarının; Kurumsal İş İlkeleri + Davranış Kuralları + Ayırımcılık + Ast ve Üst İlişkileri + Mobbing + Çıkar Çatışmaları gibi konular ile özel konularda paylaşımda bulunabilecekleri, soru sorabilecekleri ve cevap isteyebilecekleri ve de endişelerini dile getirebilecekleri bir etik yardım hattı. (Özellikle içine kapanık tipler için…)
Telefon + e-mail + web üzerinden sağlanan erişimle, gelen bildirimler; Etik Hat özel yetkilileri tarafından karşılanmakta ve vaka bildirim formu doldurulmakta. İlgili bildirim, daha sonra da kurumunuzun belirlediği yetkili kişi veya komite ile paylaşılmakta. Ayrıca, düzenli aralıklar ile yapılan raporlamalarla, şirketiniz ile çalışanlar arasında; herkese eşit mesafede olma, adil bir yaklaşım sergileme, aksaklıkların giderilmesi, sadakat, performans, motivasyon, kurumunuza duyulan güven ve anlamsız çıkar çatışmalarından caydırıcılık, zamanla dikkat çekmekte!..
İkincisi ise…
Geçtiğimiz ay Dünya Gazetesi – Ekstra – ilavesinde, değerli İK Uzmanı Ebru Pilav ile yapılan röportaj neticesinde inceleme fırsatı bulduğum “Leap Çalışan ve Aile Destek Programı”
Leap Çalışan Destek Programı (www.leap.com.tr), çalışanların özel ve bireysel sorunlarının, ileride şirketinize büyük zararlar verebileceği gerçeğinden hareketle; uluslararası çapta – ABD ve İngiltere başta olmak üzere birçok ülkede personele yönelik – iş + aile + özel yaşamlarını kolaylaştırmak ve yaşam kalitelerini yükselmek adına yürütülen psikolojik destek programı.
7/24 – Uzman Psikologlar – Aile Hekimleri – İK Uzmanları – Eğitmenler ve Danışmanlar vasıtası ile yürütülen programın içeriğinde ise; bireysel olarak – Psikolojik Danışmanlık Hizmeti + Tıbbi Danışmanlık Hizmeti + Evlilik – Aile – Çocuk ve Ergen Danışmanlıkları + Anne / Bebek Programı + Hukuki – Mali ve Mevzuat Danışmanlığı + Kurumiçi Eğitim Danışmanlığı + Wellness Programı ile kurumsal olarak – Psikososyal Risk Yönetimi + Kriz Yönetimi Hizmeti – gibi detaylar mevcut.
Performans değerlendirmeleri için de, olaylar daha sonra düzenli raporlamalarla İK uzmanları tarafından takip ediliyor ve şirketlerin verimliliğinde olağanüstü gelişmeler yaşanabiliyor.
Bunlar, şirketlerin çalışanlarına verdikleri değeri göstermesi açısından ve marka değeriniz için de çok güzel örnekler. Özellikle de şube sayısı ve ürün yayılımı fazla olan kurumlar adına…
Netice de hepimiz insanız ve her şey daha kaliteli bir yaşam mücadelesi için!
Tabii bunlardan başka dış destek uygulama örnekleri olduğu da muhakkak. Eğer sizler için gerekli olduğunu düşünüyorsanız, hemen detaylı inceleme ve araştırmaları yapıp, şirketinize en uygun olanını bulmakta, fayda var demek istiyorum. Gerisi, size kalmış!..
Daha mutlu bir gelecek için, sevgiyle kalın…