İnternet siteniz markanıza değer katar
Sosyal mecranın kendi başına bir iletişim alanı haline gelmesi şirketlere, “markamı daha geniş kitlelere tanıtmak için web sitesine ihtiyaç var mı?” sorusunu sorduruyor. Elbette ki var. Doğru soru “markama ait sitenin etki gücünü nasıl arttırabilirim?” olmalı. Markanız kendi diliyle özgün bir içerik üretiyor olmalı. Bu içeriği doğru kişilerle buluşturabilmek için de doğru sosyal araçları kullanmalısınız. Sosyal mecra sayfalarınızda içeriği sitenizden çekerek kullanırsanız, kullanıcılarınızı doğru hedefe yönlendirmiş olursunuz.
Sosyal mecra, müşterilerinize ulaşmanın bir aracı olsa da marka değerinizin belirleyicisi değildir. Kullanıcılar arama motorlarına ilgilerini çeken şeyi yazdıklarında adeta bir pazara girerler ve bu noktada kendi markanızı teşhir edebildiğiniz dijital bir reyona ihtiyacınız var.
Bu gibi durumlarda birçok kişi tercihi markanızın Facebook sayfasını ziyaret etmek olmaz. Bu sayfaları asıl sitenizin içeriğini tamamlayıcısı olarak kullanmanız gerekiyor. Sosyal sayfalardan farklı olarak, bir şirket kendine ait markasının sitesinde dört temel uygulamayı birden yürütebilir. Süreçler iş ortaklığı yapılan ajanslarla işbirliği içerisinde yürütülmelidir.
Bilgilendirme: Akılcı tanıtım kaynağı
Pazarlama: Uzmanlaşmış satış çevresi
İfade: Duygusal marka deneyimi
Bağlılık: Katılımcı ve sosyalleşmiş bir marka deneyimi
Kullanıcılar markanın kendine ait bir sunumu olmasını ve bilgi, deneyim ve iletişim olanakları sunmasını bekler. Kurumun web sitesini güçlendirmek için sorması gereken soru “eğer” değil, “nasıl” olmalıdır. Siteniz dijital vitrininizdir.